AŞK
Bir ışık buldum.
Karanlıkların en dibinde.
Göz kamaştıran bir nur gibi sanki.
Her yeri kaplamış.
Her köşeyi.
Gözlerimi alamıyordum bir türlü.
Bu ışığın bir adı olmalıydı,
Her varlık gibi.
Düşünüyordum bu adı bulmak için.
Ama bulamıyordum.
Yaklaştıkça tanınıyor.
Karanlıkta o ışıkta anlamlaşıyordu.
Dilimin ucunda gibiydi ismi.
Bir ses,
“Karanlık düşüncelerin,
bu ışıksa o karanlığı aydınlatan sevgindir.” diyordu.
O ışığın ne olduğunu düşündükçe,
Garip şekilde ufalıyor,
Gözden kayboluyordu sanki.
Bir ara tamamen kayboldu gözden.
Bir müddet etrafıma bakındım.
Bulamayınca, çöktüm dizlerimin üstüne,
Ağlamaya başladım.
Sonra ağlamayı bırakıp,
O ışığı ne kadar sevdiğimi hissettim.
İşte ışık yine gözümün önündeydi.
Görünüyordu artık.
Ne kadar sevdiğimi hissettikçe,
Dahada büyüyor, gözlerimi kamaştırıyordu
Aşk bu muydu?
Bu ışık mıydı?
Evet, aşk bu ışıktı.
Düşünceden bambaşka bir şey.
Ardını sonrasını düşünmeden,
Sebepsizce ve sorgusuzca,
Kalbimizde, en derin karanlıklarda,
Parlayan güzide bir ışıktır aşk.
|